Add to Technorati Favorites

23 Kasım 2008 Pazar

Bir Bilişim Etkinliği Daha Geride Kaldı..

- 19-20-21 Kasım 2008 tarihlerinde Ankara Sheraton Hotel’de gerçekleştirilen Bilişim’08 etkinliğindeydim. Sergi salonunda açılan standlardan biri de bizim durduğumuz BİLMÖK standıydı. Birkaç gün sonra BİLMÖK nedir, ne değildir, yenilir mi ve en nihayetinde BİLMÖK ’09 ’ a doğru başlıklarına girdiğim bir yazıyı zaten yayınlayacağım. Bilişim’08 bu şekilde sergi salonunda standlarıyla, 10 farklı salonda eşzamanlı birçok oturumuyla 3 gün süreyle gerçekleştirilmiş bir organizasyondu. Yazımın başından eleştiri içerikli cümleler kullanmak istemem ama etkinliğe katılmış olup, bu işin tekniğiyle yakından alakalı olan kimseler oturumların çok fazla teknik içerik taşımadığı fikrime katılacaklardır.
-
TBD’nin gerçekleştirmiş olduğu bu etkinliğin vazgeçilmezi olan CEO forum ise 2.gün saat 16:00’da başlayan ve kimsenin ayrılma gereği hissetmediği, en fazla ilgi çeken oturumdu. 25 CEO’nun katılması beklenen forum; Erkan Akdemir (Cisco), Murat Ege (Alcatel), Hakkı Eren (Servus), Yüce Erim (Software AG), Ali Rıza Ersoy (Siemens), Çiğdem Ertem (Intel), Arzu Gençoğlu (Gartner Group), Tülin Özdemir (SPSS), Ahmet Murat Hançer (Enocta), Bülent Hiçsönmez (Google), Gülhan Kalelioğlu (Oracle), Zafer Küçükateş (Vestel) Gökhan Say (Symantec), Ali Tombalak (Probil), Van Yegül (Sun Microsystems), Ekrem Yener (Turkcell), Cüneyt Türktan (Avea), Mehmet Nalbantoğlu (Koç Bilgi Grubu) isimlerinin katılımıyla gerçekleşti.

-
Forumda bu senenin teması olan “Yakınsama” üzerine düşünceler paylaşıldı. Konuşmaların Web’e geldiği noktada sözlerin web 2.0 ismi etrafında dönmesi açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Aslında beni bu yazıyı yazmada aceleci davranmaya iten sebep de bu hayal kırıklığı üzerine CEO’lara sorduğum soruya aldığım cevaplar. Ama önce forumda ne oldu biraz ona değinelim.
-
Turkcell, teknolojiyi tabi ki sim’e yakınsadı ve bunun üzerinden konuyu geliştirdi. Sim teknolojisinde artık; kişinin ne zaman nerede olduğunun ne yaptığının bilineceğine (gps’ten biraz farklı olarak), simin kredi kartı, kimlik bilgileri dahil birçok bilgiyi üzerinde tutacağına (yani Turkcell sizin bilgilerinizi bir nevi siminizde tutacak) değinildi ve ilgi çekiciydi ama ne kadar etikti bunu sorgulamak lazım. Bunu bir suçlunun bilgilerine erişim için kullanabileceğimiz gibi herhangi bir işe karışmamış insan için de kullanabiliriz ki bunun ayrımının bizim ülkemizde yapılacağına inanmıyorum. Onun dışında zaten kötü emelli birisi sim kilidini kırdığı an kullanıcının her bilgisi mecburi ortada olacak demektir.
-
Diğer ilgi çekici başlık ise tabi ki IP-TV idi. IP-TV’nin içeriğine Air-Ties’a yapacak olduğumuz teknik gezinin ardından Air-Ties’dan bahsedeceğim yazıda yer vereceğim. Genel olarak bir digiturk kutusu gibi evlerimizde yerini alacak olan IP-TV ile bilgi akışı net üzerinden olacak. Burada benim dikkatimi çeken IP-TV net üzerinden bize yayın sağlarken bizim bilgilerimizi de aynı şekilde sunucuya iletmeyecek mi? Eee bu dünyada(sanal değil, gerçek olan) her şey al gülüm ver gülüm de zaten veri akışı sistemine oturtulmuş sanal alemde(diğer bir dünya tipi) al gülüm ver gülüm olmaz mı? :) Hep özel hayatın gizliliği ilkesine kaçıyor sanki düşüncelerim ama ben bu kısma odaklanıyorum niyeyse, hukukçu kimliğimden olsa gerek :). Dolayısıyla bu da benim pek hoşlaşmadığım bir şekilde gizliliği yok ediyor. En basitinden rating ölçer gibi duruyor IP-TV.Yani izlediğimiz bir yayının ratingine, karşılıklı veri aktarımı olduğu için etki edecek gibiyiz ki benim ratingini yükseltmeden izlemek istediğim yayınlar da var. Dediğim gibi bu çok çok basit bir örnek.
-
Forum, her CEO’nun bakış açısından, şirketinin özelleştiği alanın da etkisiyle yaptığı diğer “Yakınsama” yorumlarının ardından soru-cevap kısmıyla devam etti. Konuşmalar esnasında rahatsız olduğum web 2.0 söylemine bir soru olarak değindim. Sorum şöyleydi; “Teknolojinin merkezi dediğimiz silikon vadisinde artık web 2.0 projelerine değer verilmezken ve de web 3.0 projeleri değer kazanırken, Emre Sokullu’nun da aralarında bulunduğu birkaç mühendis semantik Web’e doğru gittiğimiz şu günlerde semantik arama motorunu geliştirirken ve web 3.0 üzerine etkinlikler, paneller düzenlenirken bilişim dünyasının bir araya geldiği bu etkinlikte bizim hâlâ web 2.0 üzerine konuşuyor olmamız, web 3.0’a hiç değinmememiz bizi bilişimin bir adım gerisinde bırakmıyor mu?”. Cevaplar ise beni daha fazla hayal kırıklığına uğrattı, şimdi cevapları isim vermeden aktarmak ve o zaman olayı sohbete çevirmemek için cevaplar üzerine söylemediğim şeyleri burada yazmak istiyorum.
-

Bir CEO’ muz ayağımızda pranga yok geldiğinde ona da geçeriz dedi. Oysa Web 3.0 bir program değildir. Windows 7 çıktı hadi geçelim der gibi Web 3.0’a geçilmez, ki zaten Web 3.0 geçilecek bir şey değil üzerine proje üretilecek bir şeydir. Bir akımın, yeniliğin adıdır. Web 3.0 üzerine kafa patlatmayan bizlerin Web 3.0’a geçişi , öncesinden örnek verecek olursak Youtube’un Türkçe versiyonunu yapıp, Youtube’a engel koymakla olur. Projeyi Türkçe’ye yamarız ve de üstüne yatarız ne olmasa ayağımızda pranga yok.
-

Diğer bir CEO ise bizim bir şeylere sonradan geçmemiz aslında neyin iyi olduğunu, tuttuğunu görmemizi sağlıyor dedi.Yani önden gidenlerin yaptıkları yanlışları yapmıyoruz demek istedi sanırım. Ama bu ev elektroniği değil önden gidenlerin yaptığı doğruları da artık biz yapamıyoruz, kendi markamızı basıp dağıtamıyoruz, ancak önden giden biz olduğumuzda projemiz emsalsiz olabilir. Öte yandan bir CEO bile bir işte önden birilerinin gitmesini bekliyorsa kimdir bu girişimci, demek geçiyor içimden.

-
Buradan sonra siyasetçi(!) bir CEO’ muz birkaç cümleyle soruyu ört-bas etti :) Ben de kariyerimi daha fazla sıkıntıya sokmadan yazımı sonlandırayım :)…

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Sayın Keleş, bilişim sektörünün öğrencilerle etkileşim halinde olmasını sağlayan oluşumlara dair yazılarınız oldukça ilgimi çekti. Ülkemizde bu tarz organizasyonların sayısının çoğalmasını diliyorum. Umarım, yazılarınız, daha fazla bilişim meraklısına hitap edecek mercilerde yer bulur ve dilerim incelemelerinizle daha sık karşılaşma imkanı buluruz.

Ahmet Dursun dedi ki...

:).. Teşekkür ederim ünalcım, ben de aynı dileğe eşlik ediyorum. Bu arada sendeki bu resmiliği neye borçluyuz acaba... :)

TolgA Ünvermiş dedi ki...

Güzeldi, 2008'in güzellerinden biriydi bence. Nice etkinliklerde 2009'da buluşmak ümidiyle...